İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

KOBİ’lere Rakiplerini Geride Bırakma Fırsatı: Yeşil Dönüşüm Desteği

Okuma Süresi
Bu yazı okuma süresi 2 dakikadır.

Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı ve Türkiye’de yasalaşan İklim Kanunu ile sürdürülebilirlik, artık iş dünyası için bir seçenek değil, rekabetin anahtarı haline geldi. 3Pmetrics Kurucu Ortağı Cemil Alpay Sünnetçi, özellikle ihracatçıların ve büyük şirketlere ürün sağlayanların pazarı kaybetmemek için hızla bu yeşil dönüşüme adapte olması gerektiğini belirtiyor. Bu yolda KOBİ’ler için en büyük fırsat ise TÜBİTAK’ın sunduğu 750.000 TL’ye varan hibe desteği.

3Pmetrics Kurucu Ortağı Cemil Alpay Sünnetçi, Kurumsal Medya YouTube kanalında katıldığı programda, sürdürülebilirliğin şirketler için ne anlama geldiğini ve kapıdaki yeni düzenlemeleri anlattı. Sünnetçi’ye göre sürdürülebilirlik, sadece çevreyle ilgili bir kavram değil; kendi şirketleri 3Pmetrics’in ismine de ilham veren “People, Planet, Profit” (İnsan, Gezegen, Kârlılık) olarak bilinen üç temel sacayağına dayanıyor. Bu yaklaşım, bir işletmenin finansal olarak ayakta kalırken çevreye etkisini en aza indirmesini ve çalışanlarından müşterilerine kadar tüm ekosistemiyle uyum içinde faaliyet göstermesini hedefliyor.

Tedarik Zincirindeki Gizli Risk: Müşteriniz Sizden Rapor İstediğinde Hazır Olacak mısınız?

Sürdürülebilirliğin bu denli acil bir gündem maddesi olmasının arkasında yatan en önemli sebep, yasal düzenlemeler. Avrupa Birliği (AB), 2019’da yayımladığı Yeşil Mutabakat ile karbon emisyonu kurallarını ithal ürünlere de uygulamaya başladı. Bu, AB’ye ürün satan Türk firmalarının, belirlenen karbon limitlerini aşmaları durumunda müşterilerine ek bir maliyet yansıtacağı ve rekabet avantajını kaybedebileceği anlamına geliyor.

Ancak bu durum sadece doğrudan ihracat yapanları ilgilendirmiyor. Sünnetçi, riskin tüm tedarik zincirini kapsadığını vurguluyor. Örneğin bir otomobil üreticisi, aracının toplam karbon ayak izini hesaplarken tedarikçilerinden, ürettikleri en küçük vidanın bile karbon raporunu talep etmek zorunda kalıyor. Dolayısıyla, ihracatla doğrudan ilgisi olmayan bir KOBİ bile, bir gün en büyük müşterisinin talebiyle bu raporları hazırlamak zorunda kalabilir. Sünnetçi, bu talepler geldiğinde hazırlıksız yakalanan şirketlerin “tavşanın gözüne far tutulmuş gibi” çaresiz kalabildiğini belirtiyor.

Türkiye’de de durum farklı değil. Temmuz ayında yasalaşan İklim Kanunu ile Türkiye’de de bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulacak ve şirketlere yasal zorunluluklar getirilecek. Ayrıca oteller ve Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’na (TSRS) tabi olan şirketler için de karbon ayak izi raporlaması zorunlu hale geldi.

KOBİ’ler İçin Dönüşüm Fırsatı: TÜBİTAK’tan %90 Hibe

Bu karmaşık ve maliyetli görünen sürece adapte olmak isteyen KOBİ’ler için devlet önemli bir destek mekanizması sunuyor: TÜBİTAK’ın Dünya Bankası finansmanıyla yürüttüğü 1831 Yeşil Dönüşüm Mentorluk Programı.

Bu program KOBİ’lere şu imkanları sağlıyor:

  • 3Pmetrics gibi TÜBİTAK tarafından akredite edilmiş “yeşil mentör” firmalardan danışmanlık alabiliyorlar.
  • Kurumsal veya ürün bazlı karbon ayak izi hesaplaması, su ayak izi, enerji verimliliği etütleri ve yeşil dönüşüm yol haritası hazırlanması gibi kritik çalışmaları yaptırabiliyorlar.
  • Bu hizmetlerin maliyetinin %90’ını, 750.000 TL’ye kadar hibe olarak geri alabiliyorlar. Bir KOBİ’nin her biri yaklaşık 280.000 TL olan bu destekten üç kez faydalanma hakkı bulunuyor.

Sünnetçi, bu desteğin KOBİ’lerin, büyük şirketlerin yüksek bedeller ödediği bu çalışmalara “bedavaya yakın” bir maliyetle sahip olmasını sağladığını ve bu sayede rekabette geri kalmamaları için eşsiz bir fırsat sunduğunu vurguluyor. Bu destekten faydalanma sürecinin diğer devlet desteklerine göre çok daha kolay ve hızlı olduğu da belirtiliyor.

Konu hakkında detaylı bilgi almak isteyenler bu linke tıklayarak kısa bilgi formumuzu doldurabilirler, en kısa sürede dönüş yapılarak bilgi verilecektir : https://form.jotform.com/251152336752958