Trabzon’da 5 kuşaktır balıkçılık yapan köklü bir aileden gelen ve Politek’in Yönetim Kurulu Başkanı olan Tayfun Denizer, Su Ürünleri Birliği Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada Türk somonunun dünya pazarındaki konumu, ihracatta yaşanan sıkıntılar ve sektörün geleceğine dair çözüm önerilerini kapsamlı şekilde ortaya koydu.
Denizer, şirket olarak 2023 yılında 10.000 ton Türk somonu ürettiklerini, diğer küçük üreticilerden de yaklaşık 10.000 ton ürün alıp işlediklerini, toplamda ise 15.000 ton işlenmiş ürün ihracatı gerçekleştirdiklerini belirtti. Ancak ihracatta özellikle 2023 yılında ciddi problemlerle karşılaştıklarını vurguladı ve temel nedenin plansız üretim ve koordinasyon eksikliği olduğunu söyledi.
Bu noktada önemli bir önerisini yineleyen Denizer, yaptığı araştırmalarla ulaştığı tespitini şu sözlerle ifade etti:
“Norveç’in nasıl 2 milyon tonu yönettiğini, bizim ise 100.000 tonu bile neden yönetemediğimizi araştırdım. İnternetten yaptığım araştırmalar ve yurtdışındaki iş ortaklarımızla yaptığımız görüşmeler sonucunda gördüm ki, Norveç’te ve sadece orada da değil, Danimarka ve Şili gibi ülkelerde de üretimi yöneten güçlü bir konsey sistemi var. Norveç’te bu yapı, Norway Seafood Council adıyla biliniyor; yani Norveç Su Ürünleri Konseyi. Üretim planlaması bu konsey tarafından belirleniyor, firmalar keyfi üretim artışına gidemiyor. Her yıl sektörün ne kadar büyüyeceği veya küçüleceği ortak bir kararla şekilleniyor.”

Norveç örneğinden hareketle Türkiye’de de devlet ve üreticilerin içinde yer aldığı benzer bir organizasyonun kurulmasının şart olduğunu belirten Denizer, “Bu organizasyon hem fiyat politikasını hem de üretim planlamasını denetlemeli. Böylece küçük ve büyük üreticilerin de ortak mutabakatıyla sektör sürdürülebilir şekilde büyüyebilir” dedi.
Denizer, mevcut durumda Türkiye’de Norveç somonunun kilosu 12 Euro’dan satılırken, Türk somonunun 6 Euro seviyesine bile çıkamadığını söyledi. Kalibre farklılıkları olsa da fiyat farkının çok ciddi olduğuna dikkat çekti.
Türk somonunun besin değeri, kalitesi ve Karadeniz’in özgün doğası sayesinde önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade eden Denizer, dünyada yılda yaklaşık 3,5 milyon ton çiftlik somonu, doğal somonla birlikte yaklaşık 4,5 milyon ton somon tüketildiğini hatırlatarak Türkiye’nin bu pazarda güçlü bir oyuncu olabileceğinin altını çizdi.
Şili ve Norveç gibi rakip ülkelerle kıyaslamalar yapan Denizer, Japonya pazarında Türk somonunun suşide tercih edildiğini, fakat Japonların fiyat politikalarında en kaliteli ürünü bile en ucuza alma prensibiyle hareket ettiğini belirtti. “Bu yıl Japonya’da fiyat baskısıyla çok uygun fiyatlara ürün vermek zorunda kaldık. Japonya bizim için önemli bir pazar ama işleme kalitelerimizi daha da geliştirmemiz gerekiyor” dedi.
Denizer ayrıca, Kasım ayında Vietnam’da 4 farklı fabrika ziyaret ederek Türk somonunun işlenme süreçlerini gözlemlediğini anlattı. Bu gözlemleri sonucunda, Türk somonunun işlenmesinde Şili’ye kıyasla %7 daha düşük verimlilik elde edildiğini, örneğin HG (Head and Gutted – kafası ve içi alınmış) ürünlerde Türkiye’nin %43 verim sağlarken, Şili’nin %51 verim elde ettiğini aktardı. Bu farkın; renk dalgalanmaları, hasattaki problemler ve işleme sürecindeki zaman kayıplarından kaynaklandığını belirten Denizer, sektörün bu konularda da ciddi çalışmalar yapması gerektiğine vurgu yaptı.
“Bir pazarda kalıcı olmanın yolu, sürekli aynı standartta ve kalitede ürün göndermekten geçiyor” diyen Denizer, Japonya pazarında Türkiye’nin Şili ve Norveç’e kıyasla %3,5 vergi dezavantajına sahip olduğunu, bu farkın da rekabeti zorlaştırdığını ifade etti.
“Şilililer bizden aldıkları üründen yaklaşık 1 dolar daha fazla verim elde ediyor. Yine de Türkiye’ye güven duyduklarını ve başka pazarlar da aramalarına rağmen bizi desteklediklerini söylüyorlar. Bu değeri doğru şekilde karşılamalıyız,” diye konuşan Denizer, 8 yıldır Japonya’ya düzenli ihracat yaptıklarını, 2023 yılında ise ülke olarak toplam 7.000 ton ihracat gerçekleştirildiğini, bu rakamın 15.000 ton seviyesine çıkarılması ve yeni pazarlar bulunması gerektiğini sözlerine ekledi.