Ünlü fütürist Alvin Toffler’ın “21. yüzyılın cahili, okuma yazma bilmeyen değil; öğrenmeyi, unutmayı ve yeniden öğrenmeyi bilmeyen olacaktır” sözü, bugünün iş dünyası için her zamankinden daha anlamlı hale geldi. Değişimin hızı katlanarak arttığı bir dönemde, sadece öğrenmek yetmiyor; eskiyi unutmayı ve yeniden öğrenmeyi de bilmek gerekiyor.
Kişisel bir gözlemimi paylaşmak isterim: Son 15 yıldır işlerimde, en başarılı olduğum dönemler, bildiklerimi sorgulayıp yeniden öğrenmeye cesaret ettiğim zamanlardı. En büyük hatalarım ise “zaten biliyorum” deyip yeni yaklaşımlara kapalı olduğum anlarda gerçekleşti.
Neden “Sadece Öğrenmek” Artık Yeterli Değil?
Geleneksel iş modelinde, bir kez öğrendiğiniz bilgi ve beceriler kariyeriniz boyunca size yeterdi. Ancak dijital dönüşüm, yapay zeka ve küreselleşme ile birlikte bu paradigma tamamen değişti. WEF ve bazın araştırma şirketlerinin araştırmasına göre, bugün edindiğimiz becerilerin yarı ömrü sadece 5 yıl. Bu da şu anlama geliyor: Bugün uzmanı olduğunuz alan, 5 yıl sonra tamamen farklı dinamiklere sahip olabilir.
Değişimin Hızına Dair Çarpıcı Örnekler:
- ChatGPT sadece 2-3 ayda 100 milyon kullanıcıya ulaştı
- TikTok 3 yılda küresel pazarlama stratejilerini baştan yazdı
- Zoom pandemiyle birlikte 1 yılda 30 yıllık iş yapış şekillerini değiştirdi
- Blockchain teknolojisi finans sektörünün temellerini sarsıyor
Benim görüşüme göre, bu hız sadece teknolojik bir mesele değil. İnsan adaptasyonu ve zihniyet dönüşümü konusunda da benzer bir hıza ihtiyacımız var. Ancak çoğumuz hala 20. yüzyıl hızında düşünüyoruz.

Öğren: Sürekli Gelişimin Temeli
Öğrenme, her zaman başarının anahtarı olmuştur. Ancak modern iş dünyasında öğrenme:
- Sürekli ve sistematik olmalıdır
- Çoklu kaynaklardan beslenmelidir
- Pratik uygulamaya dönüştürülmelidir
- Ölçülebilir sonuçlar üretmelidir
Modern Öğrenme Yöntemleri:
1. Peer Learning (Akran Öğrenmesi)
Aynı seviyedeki meslektaşlarınızdan öğrenmek, hiyerarşik öğrenmeden çok daha etkili olabiliyor. Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, en değerli içgörülerimi, benzer zorlukları yaşayan akranlarımla yaptığım sohbetlerden edindim.
2. Reverse Engineering (Tersine Mühendislik)
Başarılı örnekleri analiz edip, kendi işinize uyarlayın. Netflix’in Blockbuster’ı nasıl geçtiğini, Spotify’ın müzik endüstrisini nasıl dönüştürdüğünü inceleyin.
3. Cross-Industry Learning (Çapraz Sektör Öğrenmesi)
Kanaatimce, en yenilikçi fikirler farklı sektörlerin kesişiminde doğuyor. Örneğin, hastane yönetiminden öğrenilen verimlilik teknikleri üretim sektörüne, oyun endüstrisinden öğrenilen “gamification” teknikleri eğitime uyarlanabiliyor.
Türkiye’den Başarılı Örnekler:
- Getir: 10 dakikalık teslimat modeliyle perakende sektörünü yeniden tanımladı
- Trendyol: E-ticaret anlayışını sürekli öğrenme ve adaptasyonla küresel bir başarıya dönüştürdü
- Peak Games: Mobil oyun sektöründe sürekli öğrenme kültürüyle 1.8 milyar dolara satıldı
Unlearn (Unutmayı Öğren): En Zor Ama En Kritik Adım
Unutmayı öğrenmek, belki de bu üçlünün en zorlu ayağıdır. İnsan beyni, bildiklerine tutunmaya programlanmıştır. Ancak eski alışkanlıklar, modası geçmiş yaklaşımlar ve artık işe yaramayan stratejiler, yeni öğrenmelerin önündeki en büyük engeldir.
Samimi bir itirafta bulunmak gerekirse, kariyerimde en çok zorlandığım anlar, eski başarı formüllerimin artık işe yaramadığını kabul etmek zorunda kaldığım zamanlardı. Özellikle dijital dönüşüm sürecinde, yıllarca güvendiğim geleneksel pazarlama yöntemlerini unutmak, yeniden başlangıç yapmak gibiydi.
Neleri Unutmalıyız?
- “Her zaman böyle yapıldı” zihniyeti
- Hiyerarşik ve katı organizasyon yapıları
- Tek yönlü iletişim modelleri
- Değişime dirençli iş süreçleri
- Sıfır hatalı mükemmeliyetçilik
- 9-5 mesai anlayışı
- Sadece diploma odaklı işe alım kriterleri
- Komuta-kontrol yönetim tarzı
Unutmanın Psikolojisi:
Cognitive Dissonance (Bilişsel Uyumsuzluk): Yeni bilgi, eski inançlarımızla çeliştiğinde yaşadığımız rahatsızlık. Gözlemlerime göre, bu rahatsızlığı yönetemeyen yöneticiler, değişime en çok direnenler oluyor.
Sunk Cost Fallacy (Batık Maliyet Yanılgısı): Geçmişte yaptığımız yatırımlar yüzünden yanlış stratejilere devam etmek. “Bu sistemi kurmak için çok emek verdik” düşüncesi, inovasyonun önündeki en büyük engellerden biri.
Dünyadan Çarpıcı “Unlearn” Hikayeleri:
- Microsoft: Satya Nadella’nın CEO olmasıyla “Windows her şeydir” anlayışını unutup, bulut ve açık kaynak odaklı bir şirkete dönüştü
- IBM: Donanım devine odaklanmayı unutup, yapay zeka ve danışmanlık şirketine evrildi
- Adobe: Paket yazılım satışını unutup, abonelik modeline geçti ve değerini 10 katına çıkardı
Relearn (Yeniden Öğren): Yeni Gerçekliğe Adaptasyon
Yeniden öğrenmek, sadece yeni bilgi edinmek değil; yeni bir zihniyet, yeni bir bakış açısı geliştirmektir.
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak söyleyebilirim ki, yeniden öğrenme süreci aslında bir ego testidir. 25 yıllık bir profesyonel olarak, 25 yaşındaki bir dijital pazarlama uzmanından dijital pazarlama stratejisi öğrenmek başta zordu. Ancak bu alçakgönüllülük, kariyerimde yeni kapılar açtı.
Yeniden Öğrenme Sürecinin Aşamaları:
1. Farkındalık Aşaması
Bilmediğinizi bilmek. Socrates’in “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir” sözü burada anlam kazanıyor.
2. Kabul Aşaması
Eski yöntemlerin artık işe yaramadığını kabul etmek. Bence bu aşama en acı vereni ama aynı zamanda en özgürleştirici olanı.
3. Keşif Aşaması
Yeni kaynaklar, yeni insanlar, yeni metodolojiler keşfetmek. Merak bu aşamanın yakıtıdır.
4. Deneme Aşaması
“Fail fast, learn faster” (Hızlı başarısız ol, daha hızlı öğren) mantığıyla hareket etmek.
5. İçselleştirme Aşaması
Yeni öğrenilenlerin günlük rutine dönüşmesi.
Yeniden Öğrenmeyi Kolaylaştıran Faktörler:
- Growth Mindset (Gelişim Odaklı Zihniyet): Carol Dweck’in araştırmalarına göre, yeteneğin geliştirilebilir olduğuna inanmak başarıyı %40 artırıyor
- Psychological Safety (Psikolojik Güvenlik): Google’ın Aristotle Projesi, başarılı takımların en önemli özelliğinin psikolojik güvenlik olduğunu ortaya koydu
- Neuroplasticity (Nöroplastisite): Beynimizin yaşı ne olursa olsun yeni bağlantılar kurabilme yeteneği
İş Dünyasında Uygulama Stratejileri
Bireysel Düzeyde:
1. 70-20-10 Kuralı
- %70 işbaşında öğrenme
- %20 mentorlardan ve akranlardan öğrenme
- %10 formal eğitim
Şahsi görüşüm, bu oranların dijital çağda 60-30-10’a doğru evrildiği yönünde. Akran öğrenmesi ve network’ün önemi artıyor.
2. Personal Learning Environment (Kişisel Öğrenme Ortamı)
- Podcast’ler: İşe gidiş-gelişte dinlenebilir
- LinkedIn Learning, Coursera, Udemy: Mikro-sertifikalar
- Medium, Substack: Sektör liderlerinin içgörüleri
- Clubhouse, Twitter Spaces: Canlı tartışmalar
3. Learning Sprint’leri
30 günlük yoğun öğrenme dönemleri. Deneyimlerime göre, bir konuya 30 gün boyunca günde 1 saat ayırmak, o alanda temel yetkinlik kazanmak için yeterli.
4. Başarısızlık Günlüğü
Hatalarınızdan öğrendiklerinizi yazın. Kanaatimce, başarı hikayelerinden çok başarısızlık hikayeleri öğretici.
Kurumsal Düzeyde:
1. Learning & Development 4.0
- Kişiselleştirilmiş öğrenme yolculukları
- AI destekli içerik önerileri
- VR/AR ile deneyimsel öğrenme
- Microlearning platformları
2. Unlearning Workshop’ları
Gözlemlerim, şirketlerin “neleri bırakmalıyız” toplantıları yapmasının, “ne yapmalıyız” toplantılarından daha değerli olduğunu gösteriyor.
3. Innovation Time Off
Google’ın %20 kuralı gibi, çalışanların zamanının bir kısmını yeni şeyler öğrenmeye ayırması.
4. Failure Parties
Başarısızlıkların kutlandığı, öğrenmelerin paylaşıldığı etkinlikler. Benim fikrimce, başarısızlıktan korkmayan kültürler, en hızlı öğrenen kültürlerdir.
Türkiye’deki Şirketler İçin Öneriler:
1. Dijital Mentorluk Programları
Y ve Z kuşağından mentorlar, X kuşağına dijital dünyayı öğretsin.
2. Sektörler Arası Değişim Programları
Düşünceme göre, Türkiye’nin en büyük avantajı genç ve dinamik nüfusu. Bu potansiyeli sektörler arası öğrenme programlarıyla değerlendirmeliyiz.
3. “Unlearning Friday”
Her Cuma, eski bir alışkanlığı veya prosedürü sorgulamaya adanmış toplantılar.
Learn-Unlearn-Relearn’ün Sektörel Yansımaları
Finans Sektörü:
- Learn: Blockchain, kripto paralar, DeFi
- Unlearn: Sadece fiziksel şube odaklı bankacılık
- Relearn: Müşteri deneyimi odaklı dijital finansal hizmetler
Perakende:
- Learn: Omnichannel stratejiler, sosyal ticaret
- Unlearn: Sadece mağaza trafiğine dayalı başarı metrikleri
- Relearn: Data-driven kişiselleştirilmiş müşteri yolculukları
Eğitim:
- Learn: Hibrit öğrenme modelleri, AI destekli eğitim
- Unlearn: Tek tip müfredat, ezberci sistem
- Relearn: Yetkinlik bazlı, kişiselleştirilmiş öğrenme
Sağlık:
- Learn: Telemedicine, AI destekli tanı sistemleri
- Unlearn: Sadece yüz yüze hasta muayenesi
- Relearn: Önleyici ve kişiselleştirilmiş tıp
Geleceğe Hazır Olmak: 2030 Vizyonu
PwC’nin araştırmasına göre, 2030’a kadar mevcut işlerin %30’u otomasyona geçecek. World Economic Forum ise 2025’e kadar 85 milyon işin yok olacağını ama 97 milyon yeni işin doğacağını öngörüyor.
Benim tahminim, Türkiye’nin bu dönüşümde avantajlı olduğu yönünde. Genç nüfusumuz, girişimcilik ruhumuz ve adaptasyon yeteneğimiz, learn-unlearn-relearn döngüsünü hızlı şekilde içselleştirmemizi sağlayabilir.
2030’a Kadar Öğrenmemiz Gerekenler:
- Yapay Zeka Okuryazarlığı: Herkes kod yazmasını bilmek zorunda değil ama AI’ı nasıl kullanacağını bilmeli
- Sürdürülebilirlik Düşüncesi: ESG kriterleri her sektörün merkezinde olacak
- Duygusal Zeka: Makineler analitik işleri devraldıkça, insan ilişkileri daha kritik hale gelecek
- Sistem Düşüncesi: Karmaşık problemleri bütünsel görebilme yeteneği
- Kültürlerarası Yetkinlik: Küresel ve uzaktan çalışma normları
Unutmamız Gerekenler:
- “İşim güvende” yanılgısı
- Sadece teknik becerilere odaklanmak
- Lokal düşünmek
- Standart çalışma saatleri beklentisi
- Ömür boyu tek kariyer anlayışı
Pratik Bir Yol Haritası
30-60-90 Günlük Learn-Unlearn-Relearn Planı:
İlk 30 Gün – Farkındalık:
- Sektörünüzdeki en büyük 3 değişimi listeleyin
- Hangi becerilerinizin modası geçtiğini tespit edin
- Rakiplerinizin hangi yeni yetenekleri aradığını araştırın
- Günde 30 dakika yeni bir skill öğrenmeye başlayın
60. Gün – Derinleşme:
- Eski alışkanlıklarınızdan birini bilinçli olarak bırakın
- Yeni öğrendiğiniz beceriyi küçük bir projede uygulayın
- Farklı bir sektörden birine mentorluk teklif edin
- LinkedIn’de yeni öğrenmelerinizi paylaşın
90. Gün – Dönüşüm:
- Öğrendiklerinizi ekibinizle paylaşın
- Eski yöntemlerinizi tamamen terk edin
- Yeni yaklaşımınızın sonuçlarını ölçün
- Bir sonraki öğrenme döngünüzü planlayın
Learn-Unlearn-Relearn’ün Psikolojik Boyutu
Impostor Syndrome (Sahtekar Sendromu) ile Başa Çıkmak:
Yeniden öğrenme sürecinde kendinizi yetersiz hissetmek normal. Kendi yaşadığım bir örneği paylaşayım: İlk kez bir webinar düzenlediğimde, 20 yıllık sunum deneyimime rağmen kendimi acemi gibi hissettim. Ancak bu hissin, öğrenme sürecinin doğal bir parçası olduğunu kabul etmek, ilerlememi kolaylaştırdı.
Comfort Zone’dan Çıkmanın Bilimi:
Araştırmalar gösteriyor ki, optimal öğrenme “productive discomfort” (üretken rahatsızlık) bölgesinde gerçekleşiyor. Ne çok kolay ne de çok zor – tam da sizi biraz zorlayacak seviyede.
Fixed vs Growth Mindset:
- Fixed Mindset: “Ben sayılarla aram iyi değil”
- Growth Mindset: “Henüz veri analitiğini öğrenmedim”
Benim gözlemim, “henüz” kelimesinin gücünü keşfeden profesyonellerin, öğrenme hızlarının katlanarak arttığı yönünde.
Türkiye İçin Fırsatlar ve Tehditler
Fırsatlar:
- Genç ve Dinamik Nüfus: Dijital native nesil işgücüne katılıyor
- Coğrafi Konum: Doğu ve Batı arasında köprü olma avantajı
- Girişimcilik Ekosistemi: Unicorn sayısında hızlı artış
- Kültürel Adaptasyon Yeteneği: Türk profesyonellerin esnekliği
Tehditler:
- Beyin Göçü: Yeteneklerin yurtdışına akışı
- Dijital Uçurum: Kuşaklar arası teknoloji farkı
- Değişime Direnç: Köklü şirketlerdeki tutucu yaklaşımlar
- Eğitim Sistemi: Ezberci sistemden yaratıcı sisteme geçiş zorluğu
Kanaatimce, Türkiye’nin en büyük şansı, krizleri fırsata çevirme konusundaki tarihi tecrübesi. Learn-unlearn-relearn döngüsü, aslında Türk iş dünyasının DNA’sında var; sadece sistematik hale getirmemiz gerekiyor.
CEO’lar ve Liderler İçin Özel Tavsiyeler
1. Vulnerability Leadership (Kırılgan Liderlik)
“Ben de bilmiyorum, birlikte öğrenelim” diyebilme cesareti. Deneyimlerime göre, bu yaklaşım ekip motivasyonunu artırıyor.
2. Learning KPI’ları
Sadece finansal değil, öğrenme metriklerini de takip edin:
- Çalışan başına yıllık öğrenme saati
- Yeni beceri kazanım oranı
- Cross-functional proje sayısı
3. Reverse Board Meetings
Yılda bir kez, en genç çalışanların yönetime sunum yaptığı toplantılar düzenleyin.
4. Sabbatical for Learning
Üst düzey yöneticilere öğrenme amaçlı izinler verin. Bence bu, şirketinize dönecek en yüksek ROI’li yatırım.
Başarı Hikayeleri: İlham Veren Örnekler
Bireysel Dönüşümler:
- 47 yaşında yazılım öğrenen CFO: Finans direktöründen FinTech girişimcisine
- Geleneksel pazarlamacıdan Growth Hacker’a: 15 yıllık deneyimi dijitalle harmanlayan CMO
- Öğretmenden EdTech uzmanına: Pandemiyle birlikte kendini yeniden keşfeden eğitimci
Kurumsal Dönüşümler:
- Koç Holding: Dijital dönüşüm programıyla 100 yıllık şirketi geleceğe taşıma
- İş Bankası: Maksimum teknoloji vizyonuyla bankacılığı yeniden tanımlama
- LC Waikiki: Perakendeden teknoloji şirketine evrilme yolculuğu
Sonuç: Öğrenme Bir Yaşam Biçimi, Bir Varoluş Felsefesi
- yüzyılın iş dünyasında hayatta kalmak değil, liderlik etmek istiyorsak, learn-unlearn-relearn döngüsünü içselleştirmeliyiz. Bu sadece bir metodoloji değil, bir yaşam felsefesi.
Son bir kişisel not eklemek isterim: Bu makaleyi yazarken bile birçok eski düşüncemi gözden geçirdim, bazı önyargılarımı fark ettim ve yeni perspektifler kazandım. İşte learn-unlearn-relearn’ün güzelliği bu – her an, her eylem bir öğrenme fırsatı.
Japonların “Kaizen” (sürekli iyileştirme) felsefesini, Amerikalıların “fail fast” (hızlı başarısız ol) yaklaşımını ve Türk girişimciliğinin “her şeye rağmen” azmini birleştirdiğinizde, ortaya çıkan sentez tam da bu: Öğren, unutmayı öğren, yeniden öğren.
Size birkaç soru bırakıyorum:
- Bugün hangi eski alışkanlığınızı sorgulayacaksınız?
- Önümüzdeki 30 günde hangi yeni beceriyi öğreneceksiniz?
- Ekibinizle hangi “unlearning” aktivitesini planlayacaksınız?
Unutmayın, bilgi çağında en değerli varlık bilginin kendisi değil, onu sürekli yenileyebilme kapasitesidir. Geleceğin liderleri, diplomalarıyla değil, öğrenme hızlarıyla öne çıkacaklar.
Learn-Unlearn-Relearn. Bu sadece bir slogan değil, bir hayatta kalma stratejisi. Hatta daha da ötesi – bir başarı manifestosu.
Bu makale, değişen iş dünyasının dinamiklerini anlamak ve adapte olmak isteyen tüm profesyoneller için kaleme alınmıştır. Sizin de learn-unlearn-relearn yolculuğunuzdaki deneyimlerinizi duymak isterim. Benimle LinkedIn üzerinden iletişime geçebilir, bu konudaki tartışmayı derinleştirebiliriz.
“Öğrenmeyi bıraktığımız gün, yaşamayı da bırakırız.” – John Dewey
Kenan ALTUN
KurumsalMedya.com Kurucu Ortak
Girişimci – Yatırımcı – Danışman